SKDM ve Sınırda Karbon Vergisi

Fosil yakıtların kullanımından dolayı üreticiler maliyetlerinin üzerine karbon vergisi ekleyerek ürünleri tüketicilere sunacak. Geçiş süreci 1 Ekim 2023’ten itibaren başlayacak.
SKDM ilk etapta AB’ye ithal edilen alüminyum, çimento, elektrik, gübre ve demir-çelik için uygulanacak.
 

Türkiye alüminyum ve demir-çelikte AB’ye en fazla ihracat yapan üçüncü ülke.

Türkiye söz konusu ürünlerde özellikle alüminyum ve demir-çelikte AB’ye en fazla ihracat yapan üçüncü ülke konumunda.

Türkiye’nin söz konusu ürünlerdeki toplam ihracatında AB’nin ağırlığı ise yüzde 50’nin biraz üstünde. Dolayısıyla bu ürünlerin ihracatında AB’ye bağımlılığı en yüksek dördüncü ülke konumunda. Bu ürünlerde AB pazarına ihracat Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 5’i seviyesinde.

SHURA’ya göre, yurtiçinde karbon fiyatlamasına geçilmesi ve kapsam dâhilindeki ürünlerin üretiminde karbon salımını azaltacak üretim teknolojilerine öncelik verilmesi SKDM’nin ihracat üzerindekini etkisini en aza indirecek.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yapılan ilk hesaplamalara göre sınırda karbon vergisi Türkiye’den ithal edilen alüminyum fiyatını yüzde 1-2, demir-çelik fiyatını yüzde 3-6, çimento fiyatını yüzde 12-24 artırabilir.

Karbon fiyatlaması olan ülkelerden AB’ye yapılan ihracatta, ürün fiyatlarına yansıyan karbon vergilerinin sınırda karbon vergisinden düşüleceği öngörülüyor.

Türkiye’nin de karbon fiyatlamasına geçmesinin AB pazarında rekabet gücünü artıracağını belirten uzmanlara göre, “Türkiye’de Paris Anlaşması’nın meclis gündemine alınacağının duyurulmasıyla birlikte iklim hedeflerinin revizyonu ve karbon fiyatlamasına geçişin hızlanması bekleniyor.”

SKDM kapsamında yapılan etki analiz çalışmalarının genişletilmesi, sanayinin rekabet gücüne yönelik politikaların geliştirilmesi ve karbon vergisi gelirlerinin enerji dönüşümüne yönlendirilmesinin önemine dikkat çeken SHURA, “Uzun dönemde enerji verimliliği ve karbon yoğun üretim alanlarında düşük karbonlu proseslere geçişin rekabet gücünde belirleyici olacağını” belirtiyor.

Hangi sektörleri ve hangi ürünleri kapsayacak?

Düzenlemeden ilk aşamada Çimento, Demir Çelik, Alüminyum, Gübre, Elektrik ve Hidrojen sektörlerinden 42 ürün etkilenecek. Sonraki dönemde farklı sektörlerden farklı ürünlerin düzenleme kapsamına alınması söz konusu olabilecek.

Düzenleme şartları ne zaman hayata geçecek?

1 Ekim 2023 tarihinde geçiş dönemi başlayacak. Bu dönemde AB’ye ihracat yapan sektörler, ürünlerindeki gömülü karbonları hesaplayarak raporlamaya başlayacak. Ocak 2026’dan sonra ise SKDM tam olarak uygulanmaya başlayacak. Çevre, kişilerin, kuruluşların, ülkelerin vicdanlarına bırakılamayacak kadar kritik önemde! Çevreye verilen zarar, canlılar için hayat meselesi haline geliyor. İşte bu yüzden uluslararası anlaşmalarla ülkeler arasındaki anlayış farklılıkları ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Uluslararası anlaşmaların da yeterli etkiyi göstermediği bilinen bir gerçek malesef.

Bu yüzden ekonominin kuralları yeniden yazılmaya çalışılıyor. Çevreyi korumak ekonominin yeni kuralları haline getirilmeye çalışılıyor. Sınırda karbon düzenlemesi de böyle bir düzenleme işte. Bana göre Avrupa Birliği bu düzenlemeyle kendisine ürün gönderen ülkelere şunu söylemeye çalışıyor: “Siz yeşil olmak istemiyorsanız, ben sizi yeşil yapmak için elimdeki politik ve ekonomik araçları kullanacağım.” ve fosil yakıtların daha az kullanılmasını teşvik eder. Üretici çevreye saldığı karbondioksit gazı miktarında bir vergiye tabi tutulur. Türkiye’nin Kyoto Protokolünü kabul etmesi ile birlikte belirli yükümlülüklerin altına girmesi, karbon vergisi gibi mali araçlar ile hem sera gazı emisyonlarının azaltılması hem de ilave gelir açısından büyük önem arz etmektedir. Piyasa temelli bir vergi olan karbon vergisi gerek ekonomik hayata gerekse de çevre kirliliğine olumlu katkısı olmaktadır.